Efe Subaşı
Decathlon Türkiye Atölye Lideri
YAĞMUR☁ VE BİSİKLET🚲
Hava sıcaklıklarının hissedilir oranda düştüğü ve yağışlı havaların geldiği şu günlerde bisikletinizin üstünü örtmeyenlerdenseniz tam size göre bir konu: Yağmurlu havada bisiklet!
Yağmurlu havada bisiklet sürmüyorsanız kendinize büyük haksızlık yapıyorsunuz demektir. İster spor veya adrenalin amaçlı kullanın, isterseniz kendinizi rölantiye alarak pedallayan bir şehir bisikletçisi olun, yağmura pedallayarak eşlik etmenin keyfini izah etmek zor. Elbette ki hava şartlarına uygun bir şekilde donanarak. Peki, yağışlı bir günde kendimizi ve bisikletimizi nasıl hazırlamalıyız?
İlk önce kendimizden başlayalım. Yağmur altında pedallamanın keyfi çok güzel dedik ama uygun bir şekilde giyinip, yağmurun keyif olmaktan çıkıp eziyete dönmesine mani olarak elbette. O yüzden suya direnci yüksek ve havalandırma kanalları olan bir yağmurluk, yağışlı bir günde en önemli kıyafetlerin başında gelir. Peki, neden havalandırma kanalları? Yağmur taneleri seyrek ya da yoğun bir şekilde üzerinize düştükçe en üst katman kıyafetinizin altında buharlaşma meydana gelir. Söz konusu kanallar hava sirkülasyonu sağlayarak bu buharlaşmanın oluşmasına engel olur ve hem sürüşünüzün kalitesini arttırır hem de terlemenizi asgariye indirir. Bu kanallar genellikle yağmurluğunuzun sırt kısmında, yatay şekilde ve iki adet olur. Bazı yağmurluklarda koltuk altlarında da havalandırma kanalları vardır. Yağmurluk türlerinde bir de pançolar var. Pançolar kesimleri itibariyle daha çok tur ve şehir bisikletçilerinin tercihi olur. Çünkü yol/yarış ve dağ bisikletlerinde kadro geometrisi ile sele üzerindeki pozisyon panço için uygun değildir. Bol ve uzun olmaları sayesinde başarılı bir koruma sağlarlar.
Yağmurluk ailesinden devam edelim. Alt kısmımızda da yağmurluk pantolonlar kullanabiliriz ama üst yağmurluk kadar tercih edilmez bu pantolonlar. Sebebi ise; havalandırmaları çok başarılı değildir ve her pedal çevirdiğinizde çıkardığı ses sürücüyü rahatsız ederek sürüşe kanalize olmasına mani olabilir. Eğer siz de bu tür pantolonları tercih etmeyenlerdenseniz çabuk kuruyan ve suyu kaydırma özelliği olan şort ya da pantolonları kullanabilirsiniz.
Bisiklete temas eden üç noktamızdan biri olan ayaklar! Su geçirmeyen ayakkabı kılıfları ile ayağınızı kuru tutabilirsiniz. Bu ürünlerin de diğer yağmurluk ürünlerinde olduğu gibi su geçirmezlik oranları vardır ve aynı şekilde mm cinsinden ölçülür. Ayakkabı kılıflarının bakımlarında dikkatli olunmalı ve kılıfı ters çevirerek 30 dereceyi geçmeyecek şekilde makinede yıkamalısınız. Hızlı kuruması için kesinlikle kalorifer üstüne konmamalı ve oda sıcaklığında kurumaya bırakılmalıdırlar.
Gelelim vücudumuzun zirvesine, yani kafamıza! Yukarıda bahsettiğimiz yağmurluk ailesi ürünleri kadar elzem olmasa da kask yağmurlukları da oldukça kullanışlı ürünlerdir. Kask üzerindeki havalandırma kanallarından su geçmesini engelleyerek saçlarınızın kuru kalmasını sağlarlar. Bu yağmurlukların S, M gibi ölçüleri olmaz. Yani standart ebatta olup, esneyen yapıları sayesinde her türlü kaskı sıkıca kavrayabilirler.
Peki, velespitimizi nasıl hazırlamalıyız? Fren sistemleriyle giriş yapalım. Bisikletiniz v brake ise yani pabuçlu frense, frenleme anında ötme olasılığı yüksektir. Bunun nedeni; pabuç ile jantın arasında kaçan su/çamurdur. Disk frende de söz konusu ses çıkabilir ama pabuç frenlere göre bu olasılık çok daha düşüktür. Pabuç frenin yağışlı havalarda en büyük eksisi ise fren mesafesinin uzaması. Yine aynı sebepten yani pabuç ile jant arasında giren su ve çamurdan kaynaklı olarak fren mesafesinin uzayacağını bilmek ve buna göre frenleme yapmak büyük önem teşkil eder. O yüzden disk fren tercih etmeniz hem frenleme kalitesi açısından hem de istenmeyen sesler açısından artı yönde verilmiş bir karar olabilir.
Zincir… Bisikletimizin zinciri için yağışlı havalar için üretilmiş zincir yağlarını tercih etmemiz hem vites geçişleri, hem de zincirin sağlığı açısından önemlidir. Piyasada “wet lube” olarak adlandırılan yüksek tutunmaya sahip bu yağlar vites geçişlerinin ve zincirin daha sessiz ve stabil çalışmasını sağlar. Diğer çeşit yağlarda da olduğu gibi zincirinizi temizledikten sonra her baklaya bir damla gelecek şekilde kullanabilirsiniz.
Yağmurlu havalarda olması artı sağlayan diğer bir diğer aksesuar ise; çamurluklar. Islak zeminde yüksek veya düşük hızla da gitseniz çamurluğunuz yoksa arka lastikten sırtınıza, ön lastikten yüzünüze su/çamur sıçraması kaçınılmaz bir durumdur. Bilhassa ön çamurluk güvenlik açısından çok mühimdir. Çünkü yüksek hızlarda yüzünüze sıçrayan su/çamur miktarı çok olacağı için görüş kaliteniz düşecektir ve bu durum kazalara zemin oluşturacaktır. Arka çamurluk ise sırtınızın ve kuyruk sokumunuzun kuru kalmasını sağlar ve selenizin alt yüzünün, raylarının çamurlanmasını engeller.
Gelelim dış lastiklere. Yağmur çiseliyorsa yerlerin kaygan olma olasılığı yüksektir. Bu durumda ilk yapmanız gereken yer tutuşunu yükseltmek için lastiğinizin hava basıncını düşürmek olmalı. Unutmayın, bu basınç değerleri bisikletinizin ne tür bir bisiklet olmasına bağlı olarak değişir. (Yol, mtb gibi) Yağmurlu havalarda en güvenilir lastik tipi, sık dişli olan lastik tipleridir. Bu lastiklerin yol tutuşu yüksek olduğu gibi dönüşlerde de zemini daha iyi kavrar.
Çiseleyen yağmur ivme kazandı ve asfaltta su birikintileri oluşmaya başladı. Aman dikkat!!! Yağmur suyu nedeniyle göremeyeceğiniz çukurlar, taşlar, rögar kapakları ve mazgallar tam manasıyla kötü sürprizlerdir. Bu tip durumlarda hızınızı düşürmek, gidonu iyi kavramak ve dikkatinizi her zamankinden daha fazla yola vermek güvenliğiniz adına yapılması gereken en önemli şeylerdir.
Hem kendinizi, hem bisikletinizi tam teşekküllü bir şekilde hazırlamanız için yapmanız gerekense; meteorolojiyi takip etmek (:
Yağmurlu bir havada yollarda karşılaşmak dileğiyle,
Sağlıkla ve sporla kalın!